İşletme Numarası
Kategoriler
Yetkili
Adres
İlçe / Şehir
Google Maps
Telefon
Web Site
Metin İçi Link
Öne Çıkanlarda
Ana Ekran Slider
Yayınlama Durumu
Mersin Bu su taşıma sisteminin içerisinde ana kayaya oyulmuş galeriler, ana kaya oyularak veya harçlı duvar tekniğinde yapılmış üstü açık kanallar ve su kemerleri bulunmaktadır. Lamas Vadisi’nden başlayan ana kayaya oyulmuş galeri tipi kanallar topoğrafik eğim üzerinde, suyun debisini yükseltmeyecek şekilde ayarlanmışlardır. Akan suyun seviyesini sabit tutmak için, kanalın tüm yol boyunca değişmeyen bir eğim üzerinde bulunması gerekmektedir. Yamaçta bulunan bu galerilerde vadi yamacının çok dik olması, arıza, bakım gibi durumlarda dışarıdan müdahaleyi olanaksızlaştırdığı için belirli aralıklarla pencere tipi gözler açılmıştır. Bu gözler aynı zamanda bu tünel kazıları sırasında ortaya çıkan atıkların dışarı boşaltılmasında kullanıldığı gibi, havasızlık ve nemden yosun tutmasını engellemek amacıyla da yapılmış olmalıdırlar. Bu galeri tipi kanallardan sonra sistemin su kemerleri ile devam ettiği görülmektedir. Su kemerleri arasındaki bağlantılarda ise ana kayaya oyularak ya da harçlı duvar tekniğinde yapılan kanallar kullanılmıştır. Su kemerleri dere yatağının genişliğine ve yamaçların yüksekliğine göre tek katlı veya iki katlı olarak yapılmışlardır. Kemer açıklıkları da buna göre değişmektedir. İçleri de sıvalı olan kanalların yükseklikleri yaklaşık 1.10 santimetre genişlikleri ise 1.70 santimetre kadardır. Yine kanalların üzerleri plaka taşlarla veya harçlı örtü ile kapatılmıştır. Helenistik Dönem'de suyun temiz kalmasını sağlamak için yapılan su kanallarının üzerini örtmüşler ve mümkün olduğu kadar da yerin altından geçirmişlerdir. Bu sayede su temiz kalmıştır ancak meydana gelen bir arızanın giderilememesi bu sistemin dezavantajı olmuştur. Romalılar ise açık suyolunu tercih etmişler ancak bu sistemde de kirlilik sorunu ortaya çıkmıştır. Suyolunun veya kanallarının düzenli olarak temizliği ve bakımının yapılmamasından oluşan kireç tabakası, zamanla biriken kumlar veya diğer atıklar suyun akış hızını ve miktarını azaltarak zarar vermesi nedeniyle, Roma Dönemi’nde bakım ekipleri ve bunları da denetleyen başka kontrol ekipleri oluşturulmuştur. Roma Dönemi’nde en çok kullanılan yöntemlerden birisi de yer altı tünelleridir. Bir insanın rahatça geçebileceği yükseklikte olan tünellerin içinden yüzeye dikey bacalar açılmıştır. Tünel tamamlandığında açılmış olan hava bacaları, tünelin herhangi bir bölümünü denetlemeye ya da bakım için kolayca ulaşma imkanı sağlamaktadır. Suyun yer altından taşınmasının bir nedeni de suyolunun düşman saldırılarından korunması olmalıdır. Çeşitli şekillerde kente kadar ulaştırılan ve havuzlara, çeşmelere aktarılan suyun şehre dağıtımı pişmiş toprak veya kurşun künk sistemleriyle yapılmıştır. Bu sistem diğer sistemlerle birlikte Olba ve Diokaesareia’da da kullanılmıştır ve İ.S. 2'nci yüzyılın sonlarına tarihlenmektedir. İlk kez Roma Dönemi’nde yapılan su kemerleri öncelikle Elaiussa Sebaste’ye (Ayaş) kadar suyu götürüyordu. Çünkü bu dönemde Korykos, Elaiussa Sebaste’ye bağlı bir yerleşimdi. 4'üncü yüzyıldan sonra Seleukeia’nın Isauria Eyaleti’nin merkezi olması, bu kente yakın olan Korykos’u da etkilemiş ve limanı sayesinde önem kazanmasını sağlamıştır. Elaiussa Sebaste ise bu tarihten sonra limanının kumullar yüzünden kapanmasıyla önemini kaybetmiştir. Bu nedenle 5 ve 6'ncı yüzyıllarda bu su kemerleri Korykos’a su taşımak için tamir edilmiştir. Elaiussa Sebaste’ye su ileten sistemin muhtemelen Roma Dönemi’nde İ.S. 1. ve 2'nci yüzyıllarda inşa edildiği, çok kereler onarım gördüğü ve daha sonraları da Korykos’a (Kız Kalesi) su iletecek şekilde uzatıldığı tespit edilmiştir. Bu uzatma işleminin ise 5 ve 6'ncı yüzyıllarda yapıldığı ikinci su kemerinin üstündeki yazıttan anlaşılmaktadır. Burada Bizans Komutanı Ilios’un adı geçmektedir ve onun döneminde tamir edildiği anlatılmaktadır. Günümüzde de Lamas Nehri’nden alınan sular, demir borularla zaman zaman aynı hattın paralelinde tarımsal üretim yapan çiftçiler tarafından kullanılmaktadır. Kaynak: Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arşivi.
This water transport system includes galleries carved into the bedrock, open channels constructed by carving the bedrock or using mortared wall techniques, and aqueducts. The gallery-type channels, starting from the Lamas Valley, are adjusted along the topographic slope in a way that does not increase the water flow rate. To keep the water level constant, the channel must maintain a consistent slope throughout its course. In these galleries located on the slopes, window-like openings were made at intervals to allow for external interventions in cases of faults or maintenance since the steep valley slope makes such interventions impossible. These openings also served to remove the waste generated during the tunnel excavations and to prevent moss growth due to lack of air and humidity. Following these gallery-type channels, the system continues with aqueducts. The connections between aqueducts were made using channels carved into the bedrock or constructed using the mortared wall technique. Aqueducts were built as single or two-story structures depending on the width of the stream bed and the height of the slopes. The span of the arches also varies accordingly. The channels, which are also plastered inside, are about 1.10 meters high and 1.70 meters wide. The channels were covered with slab stones or a mortared cover. During the Hellenistic Period, the water channels were covered to keep the water clean and, where possible, passed underground. This kept the water clean, but the disadvantage was that faults in the system could not be repaired. The Romans preferred open waterways, but this system also faced contamination issues. Due to the lime layers formed from irregular cleaning and maintenance of the waterways or channels, along with accumulated sand or other waste, which reduced the water flow rate and volume, maintenance teams and supervising control teams were established during the Roman Period. One of the most commonly used methods during the Roman Period was underground tunnels. Tunnels, which were high enough for a person to pass through comfortably, had vertical shafts opening to the surface. Once the tunnel was completed, the air shafts provided easy access for inspection or maintenance of any part of the tunnel. An additional reason for transporting water underground was to protect the waterway from enemy attacks. The distribution of water, brought to the city and transported to pools and fountains, was done using terracotta or lead pipe systems. This system, along with other systems, was also used in Olba and Diocaesarea and dates to the late 2nd century AD. The aqueducts, first constructed during the Roman Period, initially brought water to Elaiussa Sebaste (Ayaş), as Korykos was dependent on Elaiussa Sebaste at that time. After the 4th century, when Seleucia became the center of the Isauria Province, Korykos gained importance due to its port. Elaiussa Sebaste lost its significance after its port became filled with sand dunes. Therefore, in the 5th and 6th centuries, these aqueducts were repaired to supply water to Korykos. It has been determined that the system supplying water to Elaiussa Sebaste was likely built in the 1st and 2nd centuries AD during the Roman Period, underwent multiple repairs, and was later extended to supply water to Korykos (Kız Kalesi). This extension, carried out in the 5th and 6th centuries, is evidenced by the inscription on the second aqueduct mentioning Byzantine Commander Ilios, indicating the repairs during his time. Today, water taken from the Lamas River is occasionally used in parallel lines by farmers for agricultural production through iron pipes. Source: Mersin Provincial Directorate of Culture and Tourism archives.
Эта водная транспортная система включает в себя галереи, вырезанные в коренной породе, открытые каналы, построенные путем вырезания коренной породы или с использованием техники стен из раствора, и акведуки. Галереи, начинающиеся из долины Ламас, расположены по топографическому уклону таким образом, чтобы не увеличивать скорость потока воды. Для поддержания постоянного уровня воды канал должен сохранять постоянный уклон на всем протяжении. В этих галереях, расположенных на склонах, через определенные промежутки времени делались оконные отверстия для проведения внешних вмешательств в случае неисправностей или обслуживания, поскольку крутой склон долины делает такие вмешательства невозможными. Эти отверстия также служили для удаления отходов, образовавшихся в ходе туннельных раскопок, и предотвращения появления мха из-за отсутствия воздуха и влажности. После этих галерей система продолжается акведуками. Соединения между акведуками делались с использованием каналов, вырезанных в коренной породе или построенных с использованием техники стен из раствора. Акведуки строились одно- или двухъярусными в зависимости от ширины русла ручья и высоты склонов. Соответственно варьируется и пролет арок. Каналы, которые также оштукатурены внутри, имеют высоту около 1,10 метра и ширину 1,70 метра. Каналы были покрыты плитами или покрытием из раствора. В эллинистический период водные каналы покрывали для того, чтобы вода оставалась чистой, и по возможности пропускали их под землей. Вода оставалась чистой, но недостатком была невозможность устранения неисправностей в системе. Римляне предпочитали открытые водные пути, но эта система также сталкивалась с проблемами загрязнения. Из-за известковых отложений, образовавшихся из-за нерегулярной чистки и технического обслуживания водных путей или каналов, а также накопленного песка или других отходов, которые уменьшали скорость потока и объем воды, в римский период были созданы бригады по обслуживанию и контролирующие их группы. Одним из наиболее используемых методов в римский период были подземные туннели. Туннели, достаточно высокие, чтобы человек мог комфортно пройти, имели вертикальные шахты, выходящие на поверхность. После завершения строительства туннеля вентиляционные шахты обеспечивали легкий доступ для осмотра или обслуживания любой части туннеля. Дополнительной причиной транспортировки воды под землей было желание защитить водный путь от нападений врагов. Распределение воды, доставленной в город и перекачиваемой в бассейны и фонтаны, осуществлялось с использованием глиняных или свинцовых трубопроводных систем. Эта система, вместе с другими системами, также использовалась в Олбе и Диокесарии и относится к концу второго века н.э. Акведуки, впервые построенные в римский период, изначально доставляли воду в Элайуссу Себасте (Аяш), поскольку Корыкос зависел от Элайуссы Себасте в то время. После IV века, когда Селевкия стала центром провинции Исаврия, Корыкос приобрел значение благодаря своему порту. Элайусса Себасте утратила свое значение после того, как ее порт оказался заполнен песчаными дюнами. Поэтому в V и VI веках эти акведуки были отремонтированы для подачи воды в Корыкос. Было установлено, что система, подающая воду в Элайуссу Себасте, вероятно, была построена в I и II веках н.э. в римский период, подвергалась многочисленным ремонтам и позже была расширена для подачи воды в Корыкос (Кыз Кале). Это расширение, выполненное в V и VI веках, подтверждается надписью на втором акведуке, упоминающей византийского командира Илиоса, что свидетельствует о ремонтах в его время. Сегодня вода, забираемая из реки Ламас, иногда используется для сельскохозяйственного производства фермерами параллельно с этим маршрутом с помощью железных труб. Источник: архив Управления культуры и туризма провинции Мерсин.

.jpeg)
.jpeg)